Filistin, Kongo ve Her Gün Bizler

 

Sanki varolabilmemiz için hep bir şeyler yokmuş gibi davranmamız gerekiyor. 

 

Başka türlüsü mümkün değil(miş) gibi. 

 

Sanki her birimiz farklı dünyalarda yaşıyoruz, zaman zaman dünyalarımız kesişiyor. 

 

"Hayat devam ediyor." 

 

Biz de kısa ziyaretler sonrası kendi yolumuza devam ediyoruz. 

 

Dünyanın tüm dertlerini yüklensek de ne yapabiliriz ki zaten?.. 

 

Sahi, ne yapabiliriz?

 

 
En azından bunların hiçbiri normalmiş gibi davranmayabiliriz. 

 

 
Sosyal medyada sürekli para yardımı istemek ve bunun için düzenli içerik üretmek zorunda kalan Filistinli insanları görmeye alışabileceğimi sanmıyorum. 

 

Canice katledilen ve işkence edilen insanları görmeye alışabileceğimi sanmıyorum. 

 

Teknolojik aletlerin yapımında kullanılan maddelerin Kongo'daki insanların köleleştirilerek üretildiği bilgisini normal karşılayamıyorum. 

 

Her gün başka bir kadının, lubunyanın, emekçinin yaşamaya maruz bırakıldıklarına alışabileceğimi sanmıyorum. 

 

Dünyada milyonlarca evsiz olmasını doğal karşılayamıyorum. 

 

Canlıların iyi oluşundan çok her zaman kâr peşinde koşan bir sistemi normal kabul edebileceğimi sanmıyorum. 

 

Şiddetin her yerden fışkırdığı medeniyetleri normal görebileceğimi sanmıyorum. 

 

 

Bunca acı yokmuş gibi hayatımıza devam etmemize alışamıyorum. 

 

 

Dünyayı olduğu gibi görmenin "olumsuz dünya inancı" olarak patolojize edilmesini kabul edemiyorum. 

 

Yokmuş gibi davrandıklarımızın insanlığımızı yutup yok etmesini kabul edemiyorum. 

 

Elimden gelenin sadece bir şeyler yazmak ve postlar likelamak olmasını kabul edemiyorum.

 


Acaba elimden başka şey mi gelmiyor, yoksa sahip olduklarımı kaybetmekten mi korkuyorum?..